Kolajen Peptit Nedir ? | İnsanlar Neden Kullanıyor ?

Kolajen Peptit Nedir ve İnsanlar Neden Kullanıyor ?

   Kolajen, bir protein çeşididir. Kolajen peptit ise, kolajen proteinin hidrolize edilmesi sonucu küçük parçalara yani küçük molekül ağırlıklıklarına ayrıldığında aldığı isimdir. 

   Kolajen, aynı zamanda vücudumuz tarafından doğal olarak üretilen ve vücudumuzda sudan sonra en çok bulunan maddedir.

   Vücudumuzun bağ dokularındaki proteini kolajen oluşturur ve vücudumuzu bir arada tutması ana görevidir. Yunanca tutkal anlamına gelen ‘’kolla’’ kelimesinden türetilmiş olması, kolajenin bir nevi yapıştırıcı görevi görmesindendir.

   Cilt, eklem, kıkırdak, saç, tırnak, tendon, kemik, kas, diş, göz  yani içeriği kolajen olan tüm dokulara yapı, esneklik ve kuvvet kazandırarak, bu dokuların şeklini ve işlevini korur.

   
Bir isim verilmeden çok önce, kolajen atalarımızın günlük beslenmesinin bir parçasıydı. Çünkü bir hayvanın deri, kıkırdak gibi kolajen içeren kısımlarını kolaylıkla yiyorlardı.

Kolajen Hakkında Hızlı Gerçekler

- Kolajen, vücudumuzun toplam proteinin %30’unu oluşturur. Klinik Çalışma(6) için;

-16 çeşit kolajen çeşidi vardır. %80 ile %90 arası tip 1-2-3 kolajendir. Klinik Çalışma(7) için;

Zincir
Bazı gram-kolajen fibrilleri, gram-çelik’den daha güçlüdür. Bu inanılmaz bilgiyi daha detaylı inceleyin. Klinik Çalışma(8) için;


- Kolajen, bazı gıdalarda mevcut olan doğal bir besindir. Kemik suyu, bazı sakatatlar ve kelle paça çorbasında bol miktarda bulunmaktadır. Klinik Çalışma(9) için;

- Klinik çalışmalar, vücudumuzun kolajen üretme yeteneğinin 40 yaşında % 25, menapoz döneminde %40 ve 60 yaşında % 68 oranında azaldığını göstermektedir. Klinik Çalışma(10) için;

- Kolajen peptit takviyesi ile günlük dozun 10g’a kadar yapılmış olan klinik çalışmalar, kolajen peptit takviyesinin doz alımının arttığında, faydasının arttığını kanıtlamıştır.
 Klinik Çalışmalar[(1) - (2) - (3) - (4) - (5)] için;

  Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi(FDA), günlük kolajen peptit takviyesi dozunu 20g olarak belirlemiştir. Türkiye’de günlük alınması gereken doz temkinli yaklaşılarak 10g olarak belirlenmiştir.

Dozaj Süre Katılımcı Sayısı Gözlem Referans
2,5 g/gün 8 hafta 35-55 yaş arası
69 kadın
Cilt esnekliği önemli gelişme gösterdi *1
3 g/gün 12 hafta 38-44 yaş arası
32 gönüllü
(24 kadın ve 8 erkek)
Günlük kolajen peptit takviyesi, cildin hidrasyonunu ve elastikiyetini önemli ölçüde artırabilir. *2
3,5 g/günde iki kez 8 hafta 35-65 yaş arası
40 kadın
Göz çevresi kırışıklıklarında ve yüz bölgesinde olumlu etkiler gözlemlendi. *3
5 g/gün 8 hafta 35-55 yaş arası 69 kadın Cilt esnekliği önemli gelişme gösterdi *4
10 g/gün 4 hafta 30-40 yaş arası 214 kadın Yanaktaki stratum korneum tabakasının nem içeriğinde artış sağlandı. *5


Kolajenin Diğer Protein Çeşitlerinden Farkı Nedir ?

   Kolajen proteini, yüksek amino asit miktarları ve farklarından dolayı whey protein ve kazein proteinden farklıdır. Cilt güzelliği, eklem, kemik, tendon, tırnak ve saç sağlığını doğrudan etkilemesi, kolajenin içinde ki başka hiçbir yerde bulunmayan amino asit karışımından dolayıdır.

   Hidroksiprolin kolajene özgüdür ve diğer amino asitlerle spesifik olarak kararlı bağlar oluşturur. Elde edilen peptitler, eşsiz biyoaktif özelliklere sahip kolajeni oluşturur. Glisin ve prolin konsantrasyonu, diğer protein çeşitlerinden 10 ile 20 kat daha yüksektir. Amino asitlerin bu çok spesifik bileşimi; kolajene, diğer protein kaynaklarında bulunmayan besinsel ve fonksiyonel özellikleri sağlar. Klinik Çalışma(6) için;

Kolajenin Faydaları Nelerdir ?

   Teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza hızla giren ve kısa süre içerisinde en popüler gıda takviyeleri arasında yer alan kolajenin; yapılan klinik çalışmalar neticesinde, gün geçtikçe daha fazla faydasını öğreniyoruz.

   Cilt:
 Kolajen, cilt ağırlığının %70’ini oluşturur. Cildin en dış tabakası epidermis bizi, ultraviyole(UV) ışınlardan ve zararlı bileşenlerden korur. Dermis, cildin daha kalın ikinci tabakasıdır ve kolajen bu bölgede bulunur. Yaşlanma ilk olarak bu bölgede, yüzeyde görülmeden önce gerçekleşir.

     Cilt yapısının kilit bir bileşeni olan kolajen, cildin esnekliğini koruyan elastin ve eksikliği halinde ciltte kuruluk oluşturan hyaluronik asit üretimini uyarması ve nemi hapsetmesi için altyapı sağlar. 
Klinik Çalışmalar[(11) - (12) için;

Kolajenin Faydaları Nelerdir ?

   Kemik: Organik kemik kütlesinin %90’ını kolajen oluşturur. Kolajen seviyeleri azaldıkça kemiklerimiz zayıflar ve daha kırılgan olurlar. Klinik Çalışma(13) için;

   Kas: Kas dokusunun % 1-10'u kolajenden oluşur. Kolajen, kaslarımızın güçlü ve düzgün bir şekilde çalışması için gereklidir. Araştırmalar, kolajen peptit takviyelerinin tüketilmesinin yaşa bağlı kas kütlesi kaybı olan insanlarda kas büyümesini ve kuvvetini arttırdığını göstermiştir. Klinik Çalışma(14) için;

   Tendon: Tendonlar, kası kemiğe bağlayan güçlü fibröz bağ dokularıdır. Kas kasılması sırasında tendonun rolü, kuvvet iletmek ve gerginliğe dayanmaktır. Tendonlar %85 oranında tip 1 kolajen ve proteoglikanlar içerir. Klinik Çalışma(15) için;

   Saç: %65 ile %95 arası kolajenden oluşur. Yaşla birlikte saç lifleri zayıflar, daha kırılgan olurlar ve daha az parlak görünürler. Kolajen saç güzelliği söz konusu olduğunda, saç korteksini arttırarak mekanik mukavemeti geliştirmeye ve saç parlaklığını arttırmada etkilidir. Klinik Çalışma(16) için;

   Tırnak: Kolajen, keratin üretimine destek olarak zayıf ve kırılgan tırnakların güçlenmesinde etkilidir. Klinik Çalışma(17) için;

Kolajen Bağışıklık Sistemini Güçlendirmeye Yardımcı Olur

   Yetişkin bir insan, ortalama 350m2 büyüklüğünde bağırsaklara sahiptir. Vücudumuzda ki en büyük organ olan bağırsaklarımızda, bağışıklık sistemi hücrelerinin %70’i bulunmaktadır.

   Bağırsak duvarı, kolajenden oluşan mikroskobik kıvrımlardan yani “villus”lardan meydana gelmektedir. Sızdıran bağırsak veya bağırsak geçirgenliği hastalığı, ince bağırsağın duvarı hasar gördüğünde, sıkı bağların bozulmasıyla birlikte gerçekleşir. Bağırsaklardan kan dolaşımına sadece sindirilmiş besinlerin, mineral ve vitaminlerin geçmesine izin veren geçiş noktaları olan sıkı bağlar hasarlı iken, kan dolaşımına zararlı maddeler ve toksinler geçebilmektedir. Sızan patojenler veya iyi sindirilmemiş besinlerin kan dolaşımına karışmasıyla, bağışıklık sistemi tanımadığı bu maddelere karşı saldırıya geçmektedir. Yani bağışıklık sistemi kendi dokusuna saldırmaktadır ve enflamasyon(iltihaplanma) oluşmaktadır. Bağışıklık sisteminin zayıflaması, besin alerjileri, enerji azlığı ve kronik yorgunluk, tiroid hastalıkları gibi daha birçok hastalığın sebebi tam olarak bu yüzden gerçekleşmektedir.

   Bağırsak duvarında hasar oluştuğunda, vücudumuz bağırsak duvarını onarmak için yeni düz kas hücreleri üretmeye başlar. Klinik çalışma, düz kas hücreleri üretilirken kolajen üretiminin en yüksek seviyede olduğunu kanıtlamıştır. Yani, kolajen sıkı bağların boşluklarını doldurarak bağırsak duvarını onarır. Böylelikle sağlıklı bir sindirim ve bağışıklık sistemimiz oluşur.
 Klinik Çalışmalar[(18) - (19)] için;

   Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınına karşı yüksek miktarda kolajen içeren gıdalar(kelle paça, kemik suyu) veya kolajen peptit takviyesi kullanmamız bağışıklık sistemimiz için gereklidir.

Diyet Takviyesi

   Kolajen peptit, bir diyet takviyesidir.

   Kolajen, diğer protein çeşitlerine (et, tavuk, balık, soya, whey, kazein) göre en çok tok tutan proteindir. 
Klinik çalışma(20) için;

   Hidrolize sığır kolajen peptit takviyesi ile yapılan klinik çalışma, kahvaltıda alınan farklı protein çeşitlerinin doygunluk etkisini ve öğle yemeğinde ki enerji alımı üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Klinik çalışma, kolajen proteinin uzun süreli tokluk sağlayarak ve açlığı geciktirerek diğer protein çeşitlerinden daha iyi performans gösterdiğini kanıtlamıştır.

   Klinik çalışma; kolajen içeren kahvaltıların, öğle yemeğinde kazein ve soya kahvaltılarına kıyasla ~%20 daha düşük enerji alımına neden olduğunu kanıtlamıştır. %20'lik azaltılmış enerji alımı, iştahtaki ~%40'lık bir azalmayla ilişkili olması, kolajen peptit takviyesinin neden bu kadar kısa sürede popüler olduğunu açıklar niteliktedir.

   Kolajen peptit takviyesinin yüksek gramajlarda alınması, vücudumuzu tok tutması için çok önemlidir. Kolajen proteini su tutup genişleyerek, midede hacim kaplar. Böylece açlık hissi gerçekleşmez. Aynı zamanda, yüksek gramajlarda alınan kolajen proteinin, yüksek ve çok çeşitli amino asit değerleri ile de vücudumuza gerekli besinleri aldığımızdan emin olmamız sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı bir diyet için olmazsa olmazdır.

   Kolajen peptit takviyesi içeriğinin şeker ve yağ ihtiva etmemesi, yağ yakımı için çok önemlidir. Düşük glisemik indeksli saf kolajen peptit takviyesi alındığında, insülin hormonu salınımını fazla tetiklemeyerek, leptin hormonunun vücudumuzda dolaşımı ile birlikte yağ yakımı hızlı bir şekilde gerçekleşecektir.

Tok tutan protein

Sığır Kolejeni mi Balık Kolajeni mi ?

   Kolajen hidrolize edildiğinde, üçlü helis ayrılır ve uzun amino asit zincirleri, küçük amino asit peptitlerine bölünür. Amino asit kompozisyonu; sığır veya balık için aynıdır. Her tipin fibril yapısı aynıdır. Kompakt üçlü sarmal yapıda, üç uzun amino asit zincirinden oluşur. Bu nedenle kolajen peptitlerin üretildiği hayvan kaynağı bir fark oluşturmaz. Klinik Çalışma(21) için;

Tip 1 Kolajen: Vücudumuzda en fazla bulunan kolajen çeşididir. Yoğun olarak paketlenmiş sıkı liflerden oluşur. En uzun üçlü sarmalları oluşturur. Bu sayede dokular kopmadan esneyebilir hale gelir. Bu elastik yapılar vücudumuza kuvvet, esneklik sağlar. Yaraların iyileşmesinden de ayrıca sorumludur.

Tip 3 Kolajen: Organlarımızı oluşturan hücre dışı matrisin ana bileşenini oluşturan tip 3 kolajen, damarları ve kan dokusunu oluşturur. Organların arterlerin ve kasların yapısını destekleyerek, damarlara elastikiyet ve kaslara güç verir. Cilde esneklik ve yapı kazandırır.

Kolajen Eksikliği Belirtileri

   Zamanla vücudumuzda ki kolajen üretiminin yavaşlaması, vücudumuzun fizyolojik hasarı daha az tamir edebileceği anlamına gelmektedir. Yüzümüzde beliren ve geçmeyen yorgunluk görüntüsü, cilt kırışıklıkları, eklem ağrıları, saç dökülmeleri ve tırnakların kolay kırılması kolajen eksikliğini anlayabileceğimiz en basit durumlardır.

   Kolajen kaybı zamanla gerçekleşen doğal bir süreçtir ancak; UV ışınlarına fazla maruz kalma, strese bağlı kortizol artışı, hava kirliliği, alkol, sigara, şeker ve rafine karbonhidrat tüketimi gibi yaşam tarzı seçimleri kolajen kaybını hızlandırarak erken ve daha yoğun yaşlanma belirtilerine yol açar.

İçten Gelen Güzellik ‘’Kolajen’’

   Tıbbi müdahale ve kozmetik ameliyatları yaşlanmanın bazı etkilerini azaltabilir ancak bu durum genellikle kısa sürelidir.

   Kolajen peptit gibi takviye edici gıdalar sağlığımızı desteklemek ve yaşlanmanın etkilerini hafifletmek için geliştirilmiştir. Yüksek biyoaktif ve biyoyararlı olması yani ne kadar kaliteli üretilirse vücudumuzun kolajen peptitleri emmekte ve bunlardan faydalanmakta zorlanmadığı anlamına gelmektedir. Dıştaki güzellik, içten sağlam bir temel gerektirir.

En İyi Etki İçin; 2000k Dalton Kolajen Peptitler

   Kolajen ne kadar kaliteli hidrolize edilirse, uzun kolajen lifleri o kadar küçük kolajen peptitlere bölünür. Molekül ağırlığı 2000k Dalton olan kolajen peptitler, kolayca sindirilir ve vücudumuz tarafından rahat bir şekilde emilir. 


  Klinik çalışmalar ile kanıtlanmış, %100 Saf ve Doğal, ''Pureness For Health'' ilkesini benimsemiş yani ASLA katkı maddesi içermeyen, Yüksek Biyoaktif ve Yüksek Biyoyararlı, 2000k Dalton Çift Hidrolize Kolajen Peptitleri içeren Amerika İlaç ve Gıda Dairesi(FDA) Onaylı İlk Kolajen Markası Kiperin Collagen ile En İyi Güzellik-Sağlık-Diyet Sonuçlarını Deneyimlemek için Tıklayın.